Neden 2025’te UX Denetimi Bir Lüks Değil, Hayati Bir Zorunluluk?
Web sitenizin her gün potansiyel müşterileri kaybettiğini biliyor muydunuz? Forrester tarafından yapılan bir araştırmaya göre, iyi tasarlanmış bir kullanıcı arayüzü, bir web sitesinin dönüşüm oranını %200’e kadar artırabilirken, kötü bir kullanıcı deneyimi (UX), ziyaretçilerin %88’inin geri dönmemesine neden oluyor. 2025 dijital ekosisteminde, rekabet her zamankinden daha acımasız. Google’ın algoritması artık sadece anahtar kelimeleri değil, kullanıcıların sitenizdeki davranışlarını, memnuniyetini ve etkileşimini de derinlemesine analiz ediyor. İşte bu noktada UX denetimi ve raporlama, pazarlama bütçenizi boşa harcamamak için en güçlü silahınız haline geliyor. Bu sadece “güzel” bir web sitesi yapmakla ilgili değil; bu, kullanıcılarınızın hedeflerine kolayca ulaşmasını sağlayarak kendi ticari hedeflerinize ulaşmanızla ilgilidir. Ürün yöneticileri olarak sürekli “Neden dönüşümlerimiz düştü?” veya “Kullanıcılar neden sepeti terk ediyor?” gibi sorularla karşılaşıyorsunuz. Cevaplar, genellikle kullanıcı arayüzünüzün ve deneyiminizin derinliklerinde gizlidir. Bu rehber, bu gizli engelleri nasıl ortaya çıkaracağınızı, bunları nasıl belgeleyeceğinizi ve en önemlisi, bunları nasıl düzelteceğinize dair eyleme geçirilebilir bir plan sunarak sizi varsayımlardan kurtarıp veri odaklı kararlara yönlendirecek. Size, uzman sezgisini gerçek kullanıcı verileriyle birleştiren hibrit bir metodoloji sunarak, hem hızlı kazanımlar elde etmenizi hem de uzun vadeli stratejik iyileştirmeler yapmanızı sağlayacağız. Bu yol haritası ile sitenizin kullanılabilirlik sorunlarını tespit edecek, bunları paydaşlarınıza etkili bir şekilde sunacak ve nihayetinde dönüşüm oranlarınızı artıracak somut adımları öğreneceksiniz.
UX Denetimi Felsefesi: İki Güçlü Metodun Sinerjisi
Etkili bir UX denetimi, tek bir yönteme körü körüne bağlı kalmaz. En iyi sonuçlar, iki temel yaklaşımın birleşiminden doğar: Uzman tabanlı sezgisel değerlendirme (heuristic evaluation) ve kullanıcı tabanlı kullanılabilirlik testleri. Bu iki metodu birleştirmek, size hem geniş bir perspektif hem de derin bir anlayış sunar. Ürün yöneticileri için bu sinerji, kaynakları en verimli şekilde kullanarak maksimum etki yaratmak anlamına gelir. Sezgisel değerlendirme, deneyimli bir UX uzmanının, genel kabul görmüş kullanılabilirlik ilkeleri (heuristics) çerçevesinde bir arayüzü hızlıca analiz etmesidir. Bu, adeta bir doktorun hastanın genel semptomlarına bakarak hızlı bir teşhis koymasına benzer. Düşük maliyetli, hızlıdır ve en bariz, “kanayan” sorunları anında ortaya çıkarır. Diğer yanda ise kullanıcı testleri yer alır. Bu, gerçek hedef kitlenizden kullanıcıları sitenizde belirli görevleri tamamlarken gözlemlemektir. Bu, doktorun teşhisini doğrulamak için kan tahlili veya MR istemesi gibidir. Sezgisel değerlendirmenin “ne”yin yanlış olduğunu söylediği yerde, kullanıcı testleri “neden” yanlış olduğunu ve kullanıcıların bu sorun karşısında ne hissettiğini gösterir. Bir uzman, bir butonun yerinin “kötü” olduğunu söyleyebilir, ancak bir kullanıcı testi, o kötü yerleşim yüzünden kullanıcının 2 dakika boyunca butonu aradığını, hayal kırıklığına uğradığını ve sonunda siteyi terk ettiğini size kanıtlar. Bu iki yöntemi birleştirdiğinizde, uzman görüşüyle doğrulanmış ve gerçek kullanıcı davranışlarıyla kanıtlanmış, çürütülmesi zor bir bulgular listesi elde edersiniz. Bu, raporunuzu paydaşlara sunarken size inanılmaz bir güç ve ikna kabiliyeti verir. Bu rehberin devamında, bu iki güçlü metodu adım adım nasıl uygulayacağınızı detaylıca ele alacağız.
Adım 1: Uzman Sezgisiyle Hızlı Kazanımlar – Heuristic Evaluation Nasıl Yapılır?
Sezgisel Değerlendirme (Heuristic Evaluation), UX denetiminin temel taşıdır ve genellikle ilk adımdır. Amacı, kullanılabilirlik sorunlarını hızlı ve verimli bir şekilde belirlemek için bir dizi yerleşik kullanılabilirlik ilkesini (heuristics) bir kontrol listesi gibi kullanmaktır. En ünlüsü, Nielsen Norman Group tarafından tanımlanan 10 Usability Heuristics for User Interface Design‘dır. Bu yöntem, bir ürün yöneticisi olarak sizin veya ekibinizdeki bir uzmanın, geliştirme ekibine anında geri bildirim sağlamasına olanak tanır. İşte bu süreci nasıl uygulayacağınıza dair adım adım bir kılavuz:
Sezgisel Değerlendirme Süreci
- Kapsamı Belirleyin: Denetimin hangi alanlara odaklanacağını netleştirin. Tüm web sitesi mi, yoksa sadece ödeme süreci, kullanıcı kayıt akışı veya ürün detay sayfası gibi belirli bir kullanıcı yolculuğu mu? Başlangıçta en kritik akışlara odaklanmak genellikle daha verimlidir.
- Değerlendiricileri Seçin: İdeal olarak, 3 ila 5 arası değerlendirici en iyi sonuçları verir. Tek bir kişi bazı sorunları gözden kaçırabilirken, beşten fazlası genellikle aynı sorunları tekrar tekrar bulur. Bu kişiler şirket içinden UX/UI tasarımcıları veya dışarıdan uzmanlar olabilir.
- Değerlendirme Kriterlerini (Heuristics) Tanımlayın: Nielsen’in 10 ilkesi harika bir başlangıç noktasıdır. Her değerlendiricinin bu ilkelere hakim olduğundan emin olun. İşte bu 10 ilke ve pratik anlamları:
- Sistem Durumunun Görünürlüğü: Sistem kullanıcıya ne olduğu hakkında sürekli geri bildirim veriyor mu? (Örn: “Dosya yükleniyor %45”, “Ürün sepete eklendi”).
- Sistem ve Gerçek Dünya Arasındaki Eşleşme: Site, kullanıcıların anladığı bir dil ve kavramlar mı kullanıyor? Teknik jargondan kaçınılıyor mu?
- Kullanıcı Kontrolü ve Özgürlüğü: Kullanıcılar yanlışlıkla girdikleri bir durumdan kolayca çıkabiliyor mu? (“Geri Al” veya “İptal” seçenekleri var mı?).
- Tutarlılık ve Standartlar: Aynı anlama gelen ikonlar, terimler ve eylemler site genelinde tutarlı mı? Platform standartlarına uyuluyor mu?
- Hata Önleme: Sistem, kullanıcıların hata yapmasını önleyecek şekilde mi tasarlanmış? (Örn: Silme işleminden önce “Emin misiniz?” onayı).
- Tanıma Yerine Hatırlama: Kullanıcının bilgileri hatırlamak zorunda kalmaması için seçenekler ve talimatlar görünür mü? (Örn: Daha önce ziyaret edilen ürünler).
- Esneklik ve Kullanım Verimliliği: Hem acemi hem de uzman kullanıcılar için verimli bir kullanım sağlıyor mu? (Örn: Kısayollar, gelişmiş arama).
- Estetik ve Minimalist Tasarım: Arayüz, alakasız veya nadiren ihtiyaç duyulan bilgiler içeriyor mu? Her ekstra bilgi, önemli olanla rekabet eder.
- Kullanıcıların Hataları Tanımasına, Teşhis Etmesine ve Kurtulmasına Yardımcı Olma: Hata mesajları anlaşılır ve çözüm öneren bir dilde mi yazılmış? (“Hata kodu 502” yerine “Ödeme bilgilerinizi kontrol ediniz”).
- Yardım ve Dokümantasyon: Gerekli olduğunda kullanıcıların yardım bulması kolay mı? (SSS, Canlı Destek).
- Değerlendirmeyi Gerçekleştirin: Her değerlendirici, belirlenen kapsamdaki sayfaları bu 10 ilkeye göre tek tek inceler. Buldukları her sorunu, hangi ilkeyi ihlal ettiğini, sorunun nerede olduğunu (ekran görüntüsü ile) ve potansiyel bir çözüm önerisini not alırlar.
- Bulguları Birleştirin ve Önceliklendirin: Tüm değerlendiricilerin bulguları tek bir belgede toplanır. Her soruna bir ciddiyet derecesi atanır (Örn: Kritik: Kullanıcının görevi tamamlamasını engeller. Yüksek: Ciddi sıkıntı yaratır. Orta: Küçük bir sorun. Düşük: Kozmetik bir problem). Bu önceliklendirme, hangi sorunların önce çözüleceğine karar vermenize yardımcı olur.
Bu yöntemle, birkaç gün içinde web sitenizin en bariz sorunlarının bir listesini ve bunları nasıl çözeceğinize dair ilk hipotezleri oluşturmuş olursunuz. Bu liste, kullanıcı testleri aşaması için harika bir temel oluşturacaktır.
Adım 2: Gerçek Davranışı Anlamak – Etkili Kullanıcı Testleri Yürütme
Sezgisel değerlendirme size “uzmanların ne düşündüğünü” söylerken, kullanıcı testleri size “gerçek kullanıcıların ne yaptığını ve hissettiğini” gösterir. Bu adım, varsayımlarınızı doğrulamak ve uzmanların gözden kaçırabileceği derinlemesine sorunları ortaya çıkarmak için kritiktir. Bir ürün yöneticisi için kullanıcı testlerinden elde edilen video kayıtları ve doğrudan alıntılar, paydaşları ikna etmek için en güçlü kanıtlardır. Bir kullanıcının “Bu butonu bulamadım ve pes ettim” dediği 30 saniyelik bir klip, 10 sayfalık bir rapordan daha etkili olabilir. İşte etkili bir kullanıcı testi süreci:
Kullanıcı Testi Planlama ve Uygulama
1. Test Hedeflerini ve Görevlerini Belirleyin
Kullanıcıların neyi başarmasını test etmek istiyorsunuz? Hedefleriniz net ve ölçülebilir olmalı. Örneğin: “Kullanıcıların yeni bir ürünü bulup sepete ekleme sürecindeki engelleri tespit etmek.” Bu hedefe yönelik görevler oluşturun. Görevler, senaryo tabanlı ve açık uçlu olmalıdır. “‘Sepete Ekle’ butonuna tıkla” demek yerine, “Kendinize bir koşu ayakkabısı aradığınızı hayal edin. Beğendiğiniz bir modeli bulup bedeninizi seçerek sepetinize ekleyin” gibi bir senaryo sunun.
2. Katılımcıları Seçin
Testin başarısı, doğru katılımcıları bulmaya bağlıdır. İdeal müşteri profilinize (persona) uyan 5-7 arası katılımcı, kullanılabilirlik sorunlarının yaklaşık %85’ini ortaya çıkarmak için genellikle yeterlidir. Katılımcıları bulmak için mevcut müşteri listenizi, sosyal medyayı veya UserTesting, Maze gibi platformları kullanabilirsiniz.
3. Test Metodunu Seçin
- Moderatörlü Testler: Bir araştırmacının (moderatör) kullanıcıya test boyunca rehberlik ettiği, sorular sorduğu ve süreci yönlendirdiği testlerdir. Derinlemesine nitel veri toplamak için harikadır. Genellikle yüz yüze veya video konferans yoluyla yapılır.
- Moderatörsüz Testler: Kullanıcıların kendi başlarına, kendi ortamlarında, önceden hazırlanmış talimatları izleyerek testi tamamladığı yöntemdir. Daha hızlı, daha ucuzdur ve daha fazla katılımcıya ulaşmayı sağlar. Isı haritaları (heatmaps), tıklama haritaları ve oturum kayıtları gibi kantitatif veriler toplamak için idealdir. Hotjar, Crazy Egg gibi araçlar bu konuda size yardımcı olabilir.
- Guerilla Testi: Hızlı ve gayriresmi bir yöntemdir. Bir kafeye veya halka açık bir alana gidip, 5 dakikalık bir test için insanlara bir kahve ısmarlamayı teklif edebilirsiniz. Erken aşama prototipleri test etmek için harikadır.
4. Testi Yürütün ve Veri Toplayın
Test sırasında katılımcıları “sesli düşünmeye” teşvik edin. Ne yapmaya çalıştıklarını, ne beklediklerini ve ne hissettiklerini anlatmalarını isteyin. Moderatör olarak asla yol göstermeyin veya “Doğru yerdesiniz” gibi yönlendirici ifadeler kullanmayın. Amaç, onların doğal davranışlarını gözlemlemektir. Gözlemcilerin notlar almasını, kritik anları (kullanıcının zorlandığı, şaşırdığı veya pes ettiği anlar) ve önemli alıntıları kaydetmesini sağlayın.
Kullanıcı testleri, sezgisel değerlendirmede bulduğunuz sorunların gerçek etkisini görmenizi sağlar. Belki de bir uzman, bir formun “çok uzun” olduğunu söylemişti. Kullanıcı testi, bu uzun form yüzünden 3 kullanıcının süreci yarım bıraktığını size kanıtlayarak, bu sorunun ciddiyetini ve önceliğini net bir şekilde ortaya koyar. Bu verilerle donanmış olarak, artık bulgularınızı eyleme dönüştürecek raporu hazırlamaya hazırsınız.
Bulguları Eyleme Dönüştürmek: Etkileyici Bir UX Raporu Nasıl Hazırlanır?
Bir UX denetimi ve raporlaması sürecinin en kritik çıktısı, raporun kendisidir. Bu rapor, sadece bir sorunlar listesi değil, aynı zamanda bir ikna aracı, bir yol haritası ve bir eylem planıdır. Ürün yöneticisi olarak göreviniz, bu bulguları geliştirme ekibinin anlayacağı, yönetimin ise yatırım yapmaya değer göreceği bir formatta sunmaktır. Etkili bir rapor, karmaşık verileri sindirilebilir, önceliklendirilmiş ve eyleme geçirilebilir içgörülere dönüştürür. İşte paydaşlarınızı etkileyecek bir raporun temel bileşenleri:
1. Yönetici Özeti (Executive Summary)
Bu, raporunuzun en önemli kısmıdır çünkü yöneticiler genellikle sadece burayı okur. Bir sayfayı geçmemelidir ve şunları içermelidir:
- Denetimin Amacı: Neden bu denetimi yaptık? (Örn: “Ödeme sürecindeki %25’lik terk oranını anlamak ve düşürmek.”)
- Kullanılan Metodoloji: Kısaca sezgisel değerlendirme ve kullanıcı testlerinden bahsedin. (“10 kullanılabilirlik ilkesiyle yapılan uzman analizi ve 5 hedef kullanıcıyla gerçekleştirilen moderatörlü kullanılabilirlik testi…”)
- Ana Bulgular: En kritik 3-5 sorunu vurgulayın. Sayılarla konuşun. (“Kullanıcıların %80’i misafir olarak ödeme seçeneğini bulamadı ve bu da tahmini olarak aylık 50.000 TL’lik bir gelir kaybına yol açıyor.”)
- Önerilen Ana Eylemler: Bu kritik sorunları çözmek için en önemli önerileri listeleyin.
- Beklenen Sonuç: Bu değişiklikler yapıldığında ne gibi bir iş etkisi (ROI) beklendiğini belirtin. (“Bu iyileştirmelerin, dönüşüm oranını 3 ay içinde %5 artırma potansiyeli taşıdığını öngörüyoruz.”)
2. Bulguların Detaylı Sunumu
Raporun bu bölümü, her bir kullanılabilirlik sorununu ayrı ayrı ele alır. Her bulgu için standart bir format kullanmak tutarlılık sağlar:
- Sorun (The Finding): Sorunu net ve öz bir şekilde tanımlayın.
- Açıklama (Description): Sorunun nerede ve nasıl meydana geldiğini detaylandırın. Ekran görüntüleri veya kısa video klipler (kullanıcı testlerinden) burada çok etkilidir. Görüntülere annotasyonlar ekleyerek sorunun olduğu yeri işaretleyin.
- Kanıt (Evidence): Bu sorunu destekleyen kanıtları sunun. Bunlar, ihlal edilen sezgisel değerlendirme ilkesi (“Hata Önleme ilkesi ihlal ediliyor.”), kullanıcı testlerinden doğrudan alıntılar (“‘Kaydolmak zorunda olduğumu görünce hemen kapattım.’ – Katılımcı 3”) veya analitik veriler (bu sayfadaki yüksek hemen çıkma oranı) olabilir.
- Ciddiyet Derecesi (Severity Rating): Sorunun etkisini derecelendirin (Kritik, Yüksek, Orta, Düşük). Bu, geliştirme ekibinin eforlarını nereye odaklayacağını belirlemesine yardımcı olur.
- Öneri (Recommendation): Sorunu çözmek için somut ve uygulanabilir bir öneri sunun. “Düzeltin” demek yerine, “‘Misafir Olarak Devam Et’ seçeneğini belirgin bir buton olarak ‘Üye Girişi’ ve ‘Yeni Üyelik’ seçeneklerinin üzerine konumlandırın.” gibi net talimatlar verin.
3. Önceliklendirme Matrisi
Tüm bulguları listeledikten sonra, hangilerinin önce ele alınacağına karar vermek için bir önceliklendirme çerçevesi sunun. En yaygın kullanılan yöntemlerden biri, her sorunu iki eksende değerlendirmektir: Kullanıcıya Etkisi (Yüksek/Düşük) ve Uygulama Zorluğu (Kolay/Zor). Bu, size dört kategorilik bir matris verir:
- Hızlı Kazanımlar (Yüksek Etki, Kolay Uygulama): Bunlar ilk odaklanmanız gerekenlerdir.
- Büyük Projeler (Yüksek Etki, Zor Uygulama): Stratejik planlama ve kaynak gerektirir.
- Doldurma Görevler (Düşük Etki, Kolay Uygulama): Geliştiricilerin boş zamanlarında yapabileceği küçük iyileştirmeler.
- Lüksler (Düşük Etki, Zor Uygulama): Genellikle ertelenmesi veya yeniden düşünülmesi gerekenler.
Bu yapılandırılmış ve kanıta dayalı rapor, sadece sorunları listelemekle kalmaz, aynı zamanda çözüme giden yolu da aydınlatır. Sizi ve ekibinizi, kullanıcı deneyimini iyileştirmek için ortak bir anlayış ve hedef etrafında birleştirir. Unutmayın, iyi bir raporlama olmadan yapılan en iyi denetim bile etkisiz kalır. Bu yüzden dönüşüm oranı optimizasyonu (CRO) hizmetlerimiz kapsamında raporlamaya özel bir önem veriyoruz.
UX Raporlamasında Sık Yapılan Hatalar ve Kaçınma Yolları
Mükemmel bir UX denetimi yapsanız bile, raporlama aşamasında yapılacak bazı kritik hatalar tüm çabanızı boşa çıkarabilir. Bir ürün yöneticisi olarak, raporunuzun okunmasını, anlaşılmasını ve en önemlisi eyleme geçilmesini sağlamak sizin sorumluluğunuzdadır. İşte en sık yapılan hatalar ve bunlardan nasıl kaçınacağınıza dair profesyonel ipuçları:
Hata 1: Çok Uzun ve Akademik Olmak
Sorun: Raporun 50 sayfa uzunluğunda, teknik jargonla dolu ve kimsenin okumak istemeyeceği bir belge olması. Paydaşlarınızın, özellikle de yönetimin zamanı kısıtlıdır.
Çözüm: Önce Özet! En önemli bulguları ve önerileri içeren bir sayfalık bir yönetici özeti ile başlayın. Detayları merak edenler için raporun geri kalanına referans verin. Karmaşık UX terminolojisi yerine basit ve anlaşılır bir dil kullanın. Örneğin, “Affordance eksikliği” yerine “Bu metnin tıklanabilir olduğu anlaşılmıyor” deyin. Görsel materyalleri (grafikler, ekran görüntüleri, kısa videolar) bolca kullanarak metin yoğunluğunu azaltın.
Hata 2: Sadece Sorunlara Odaklanmak
Sorun: Raporun tamamen negatif olması ve sadece yanlış giden şeyleri listelemesi. Bu, raporu okuyan ekibin (tasarımcılar, geliştiriciler) savunmacı bir tavır takınmasına ve motivasyonunun düşmesine neden olabilir.
Çözüm: Pozitif Bulguları da Ekleyin. Denetim sırasında iyi çalışan, kullanıcıların sevdiği özellikleri de not alın ve raporunuza ekleyin. “Pozitif Bulgular” veya “İyi Çalışanlar” başlığı altında bu noktaları vurgulamak, ekibin moralini yükseltir ve neyin korunması gerektiğini gösterir. Bu dengeli yaklaşım, geri bildirimlerinizin daha yapıcı olarak algılanmasını sağlar.
Hata 3: Kanıt Sunmamak ve Öznel Olmak
Sorun: “Bu sayfa çok karışık” gibi kişisel görüşlere dayalı, kanıtsız iddialarda bulunmak. Bu tür ifadeler kolayca reddedilebilir ve tartışmaya açıktır.
Çözüm: Her İddiayı Veriyle Destekleyin. Her bulguyu somut kanıtlarla güçlendirin. “Bu sayfa karışık” demek yerine, “5 katılımcıdan 4’ü, aradıkları bilgiye ulaşmak için ortalama 90 saniye harcadı ve ikisi pes etti. Sayfadaki ısı haritası, kullanıcıların ana eylem çağrısı yerine alakasız bir görsele odaklandığını gösteriyor.” deyin. Kullanıcı alıntıları, video klipler ve analitik veriler, görüşlerinizi kişisel olmaktan çıkarıp nesnel gerçeklere dönüştürür.
Hata 4: Eyleme Geçirilebilir Olmamak
Sorun: Sorunları listelemek ama nasıl çözüleceğine dair net öneriler sunmamak. Geliştirme ekibini belirsizlik içinde bırakmak.
Çözüm: Spesifik ve Uygulanabilir Öneriler Sunun. Her sorun için net bir çözüm önerisi getirin. Mümkünse, önerilen değişikliği gösteren basit bir çizim (wireframe) veya mockup ekleyin. Önceliklendirme matrisi kullanarak hangi sorunların önce çözülmesi gerektiğini açıkça belirtin. Bu, raporunuzu bir şikayet listesinden bir eylem planına dönüştürür. Başarılı CRO projelerimizde bu netlik her zaman önceliğimiz olmuştur.
Bu hatalardan kaçınarak, raporunuzun sadece okunmakla kalmayıp, web sitenizde gerçek ve pozitif değişikliklere yol açan güçlü bir katalizör olmasını sağlayabilirsiniz.
Vaka Analizi: UX Denetimi ile Dönüşüm Oranını %35 Artıran Bir E-ticaret Sitesi
Teorik bilgileri somut bir örnekle pekiştirmek her zaman daha etkilidir. İşte “ModaTrendi” adını verdiğimiz (gerçek kimliği gizlidir) bir online giyim mağazasının, kapsamlı bir UX denetimi ve raporlama süreciyle elde ettiği başarıların hikayesi. Bu vaka, yukarıda anlattığımız metodolojinin gerçek dünyadaki gücünü göstermektedir.
Problem: Yüksek Sepet Terk Oranı ve Düşük Mobil Dönüşüm
ModaTrendi, sitesine önemli bir trafik çekmesine rağmen, özellikle mobil cihazlarda, sepet terk oranının sektör ortalamasının %20 üzerinde olduğunu fark etti. Ürün yöneticisi, sorunun ödeme sürecinde olduğundan şüpheleniyordu ancak elinde somut bir kanıt yoktu.
Uygulanan Süreç
- Sezgisel Değerlendirme: İki UX uzmanı, sitenin mobil ödeme akışını Nielsen’in 10 ilkesine göre analiz etti. Buldukları en kritik sorunlar şunlardı:
- Kullanıcı Kontrolü ve Özgürlüğü İhlali: Ödeme adımlarında geri dönmek zordu ve kullanıcılar yanlış girdikleri bilgiyi kolayca düzenleyemiyordu.
- Estetik ve Minimalist Tasarım İhlali: Ödeme sayfasında dikkat dağıtıcı banner’lar ve alakasız ürün önerileri vardı.
- Hata Önleme Zayıflığı: Adres formunda posta kodu gibi alanlar için otomatik tamamlama veya doğrulama yoktu, bu da sık sık gönderim hatalarına yol açıyordu.
- Moderatörsüz Kullanıcı Testleri: Hedef kitleye uygun 7 mobil kullanıcıdan, belirli bir ürünü bulup satın alma işlemini tamamlamaları istendi. Oturum kayıtları ve tıklama haritaları incelendiğinde şu davranışlar gözlemlendi:
- Kullanıcıların %70’i, üye olmanın zorunlu olduğunu düşünerek süreci terk etti. Aslında “Misafir olarak devam et” linki vardı ama çok küçük ve gri renkte olduğu için fark edilmiyordu.
- Kullanıcılar, kargo ücretinin ne kadar olduğunu ancak son adımda öğrendiklerinde hayal kırıklığına uğruyor ve birçoğu bu aşamada siteden ayrılıyordu.
- Adres formunu doldurmak, mobil cihazda ortalama 3 dakika sürüyordu ve bu süreçte 4 kullanıcı yazım hatası yaptı.
Raporlama ve Eyleme Geçme
Tüm bu kanıtlar (uzman analizi, video klipler, ısı haritaları) etkili bir raporda birleştirildi. Yönetici özetinde, özellikle “gizli misafir ödemesi” sorununun tahmini aylık gelir kaybı vurgulandı. Önceliklendirme matrisinde, bu sorunu çözmek “Yüksek Etki, Kolay Uygulama” (Hızlı Kazanım) olarak sınıflandırıldı.
Yapılan İyileştirmeler ve Sonuçlar
Geliştirme ekibi, rapordaki “Hızlı Kazanımlar”a odaklandı:
- “Misafir Olarak Devam Et” seçeneği, büyük ve belirgin bir buton haline getirildi.
- Kargo ücreti bilgisi, ürün sepete eklendiği anda net bir şekilde gösterilmeye başlandı.
- Adres formuna Google Places API entegre edilerek tek tıkla adres doldurma özelliği eklendi.
Bu değişiklikler yapıldıktan sonraki 2 ay içinde gerçekleştirilen A/B testlerinin sonuçları şaşırtıcıydı:
- Mobil sepet terk oranı %22 düştü.
- Genel mobil dönüşüm oranı %35 arttı.
- Ödeme sürecini tamamlama süresi ortalama 70 saniye kısaldı.
Bu vaka, doğru metodoloji ve etkili raporlama ile yapılan bir UX denetiminin, nasıl doğrudan ticari sonuçlara dönüştüğünün canlı bir kanıtıdır. Bu tür sonuçlar, sadece iyi bir web tasarım ile değil, kullanıcıyı anlayan derin bir analiz ile mümkündür. Profesyonel bir destek için iletişim sayfamızdan bize ulaşabilirsiniz.