...

Büyüme ve Kazanç Odaklı Web Ajansı

   +90 554 145 4550   info@leadoutdijital.com

HomeBlogWeb TasarımSEO Uyumlu Web Sitesi Tasarımı: 2025 Google Zirve Rehberi

SEO Uyumlu Web Sitesi Tasarımı: 2025 Google Zirve Rehberi

Siteniz Varlığınız mı, Maliyet Tuzağınız mı? 2025’te Cevap Temelde Saklı

Yeni bir web sitesi projesine başlarken heyecan doruktadır. Göz alıcı tasarımlar, yenilikçi özellikler ve markanızın dijital dünyadaki yeni evi… Peki, bu evin temelini ne kadar sağlam atıyorsunuz? 2025 Google algoritması için cevap net: SEO uyumlu web sitesi tasarımı, artık bir tercih değil, dijital varoluşun temel şartıdır. Pek çok girişimci, SEO’yu lansman sonrası eklenecek bir ‘sihirli toz’ olarak görür. Ancak bu, son kat boyası atılmış bir binanın temelini güçlendirmeye çalışmak kadar verimsiz ve maliyetlidir. Gerçek şu ki, Google’ın sitenize olan ilk bakışı, onun kod yapısı, hızı ve mimarisi üzerinden şekillenir. Baştan yanlış kurulan bir yapı, aylar, hatta yıllar sürecek onarım çabaları ve kaçırılmış binlerce potansiyel müşteri anlamına gelir. Bu rehber, sizi bu maliyet tuzağından kurtarmak için tasarlandı. Size sadece ‘ne yapmanız gerektiğini’ değil, aynı zamanda ‘neden’ bu adımların 2025 ve ötesinde markanızın kaderini belirleyeceğini anlatacak. Bu yolculuğun sonunda, sitenizin sadece güzel görünmesini değil, aynı zamanda Google tarafından sevilmesini, anlaşılmasını ve en önemlisi, hedef kitlenizin tam karşısına çıkarılmasını sağlayacak bir stratejik plana sahip olacaksınız. Hazırsanız, dijital geleceğinizi garanti altına alacak o sağlam temeli birlikte atalım.

Stratejik Temel: Kusursuz Site Mimarisi ve URL Yapısı Nasıl İnşa Edilir?

Bir web sitesini, büyük bir kütüphane olarak düşünün. Eğer kitaplar (sayfalarınız) rastgele raflara dizilmişse, ziyaretçiler (ve Google botları) aradıklarını nasıl bulabilir? İşte site mimarisi tam olarak bu soruna çözüm getirir. SEO uyumlu bir mimari, içeriğinizi mantıksal, hiyerarşik bir düzende organize ederek hem kullanıcıların hem de arama motorlarının sitenizde kolayca gezinmesini sağlar. Bu, kullanıcı deneyimini iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda Google’a hangi sayfalarınızın daha önemli olduğunu (Pillar Pages) ve hangi sayfaların birbiriyle ilgili olduğunu (Topic Clusters) net bir şekilde anlatır. Bu ‘konu otoritesi’ sinyali, 2025 algoritmaları için kritik öneme sahiptir.

Adım Adım SEO Dostu Site Mimarisi Planlama:

  • 1. Mantıksal Hiyerarşi Oluşturun: Ana sayfanız en üstte olmalı. Altında ana hizmet veya kategori sayfalarınız (örneğin, /web-tasarim/, /seo-hizmetleri/) yer almalı. Bu kategorilerin altında ise daha spesifik hizmet veya blog yazılarınız bulunmalıdır. Bu yapı ‘silo’ olarak da bilinir ve her bir silonun kendi alanında otorite olmasına yardımcı olur.
  • 2. URL Yapısını Basit ve Anlaşılır Tutun: URL’leriniz, sayfanın içeriğini yansıtmalıdır. Karmaşık sayılar veya anlamsız karakterler yerine, anahtar kelimeleri içeren, kısa ve okunaklı URL’ler kullanın.
    Kötü Örnek: site.com/p?id=123_abs&cat=4
    İyi Örnek: site.com/hizmetler/seo-uyumlu-web-sitesi-tasarimi
  • 3. Breadcrumb Navigasyonu Kullanın: ‘Ekmek kırıntısı’ olarak da bilinen bu navigasyon öğesi, kullanıcılara sitenin neresinde olduklarını gösterir ve bir üst kategoriye kolayca dönmelerini sağlar. Bu, hem kullanıcı deneyimi (UX) hem de iç linkleme için mükemmel bir araçtır. Örnek: Ana Sayfa > Web Tasarım > SEO Uyumlu Tasarım Rehberi.
  • 4. Derinliği Kontrol Altında Tutun: İdeal olarak, sitenizdeki en önemli sayfaların ana sayfadan en fazla 3-4 tık uzakta olması gerekir. Eğer bir kullanıcı veya Google botu bir sayfaya ulaşmak için çok fazla tıklama yapmak zorunda kalıyorsa, o sayfanın değeri ve görünürlüğü düşer. Bu, ‘tıklama derinliği’ olarak bilinir ve sitenizin taranma bütçesini (crawl budget) etkiler.

Unutmayın, site mimarisi projenizin iskeletidir. Bu iskelet ne kadar sağlam ve mantıklı olursa, üzerine inşa edeceğiniz her şey (içerik, tasarım, özellikler) o kadar güçlü durur. Bu planlamayı projenin en başında yapmak, sonradan haftalar sürecek ve binlerce dolara mal olabilecek yeniden yapılandırma çalışmalarını önler. Bu, ileri görüşlü bir liderin vereceği en stratejik kararlardan biridir.

Google’ın Gözünden Kullanıcı Deneyimi (UX): Core Web Vitals ve Ötesi

Google yıllardır “kullanıcıyı takip et, sıralama seni takip edecektir” diyor. Core Web Vitals (Önemli Web Verileri) bu felsefenin teknik bir yansımasıdır. Artık sitenizin ne kadar ‘hızlı’ olduğu, subjektif bir kavram değil; LCP, FID ve CLS gibi somut metriklerle ölçülen kritik bir sıralama faktörüdür. 2025’te Google, bir kullanıcının sitenizdeki deneyimini neredeyse canlı olarak ölçümleyebiliyor. Sayfanız yavaş mı yükleniyor? Kullanıcı bir butona tıkladığında site geç mi tepki veriyor? İçerik okunurken aniden kayan reklamlar veya resimler kullanıcıyı rahatsız ediyor mu? Bu soruların cevabı, sıralamanızı doğrudan etkiliyor. SEO uyumlu web sitesi tasarımı, sadece estetikle değil, bu teknik UX metriklerini en başından optimize etmekle ilgilidir.

Core Web Vitals Metrikleri ve Anlamları:

  • Largest Contentful Paint (LCP): Ekranda görünen en büyük içeriğin (genellikle bir resim veya metin bloğu) yüklenme süresini ölçer. İdeal süre 2.5 saniyenin altıdır. Yavaş bir LCP, kullanıcının siteyi ‘yavaş’ olarak algılamasına ve hemen terk etmesine neden olur.
  • First Input Delay (FID): Kullanıcının bir sayfayla ilk etkileşime geçtiği (örneğin bir butona tıkladığı) andan, tarayıcının bu etkileşime yanıt verdiği ana kadar geçen süreyi ölçer. 100 milisaniyenin altı hedeflenmelidir. Yüksek bir FID, sitenin ‘gecikmeli’ veya ‘tepkisiz’ hissettirmesine yol açar.
  • Cumulative Layout Shift (CLS): Sayfa yüklenirken gerçekleşen beklenmedik düzen kaymalarını ölçer. Kullanıcı tam bir butona tıklayacakken yerinin değişmesi gibi sinir bozucu durumları engellemeyi hedefler. 0.1’in altındaki bir skor idealdir.

Peki bu metrikler nasıl optimize edilir? Bu, tasarım ve geliştirme aşamasında verilmesi gereken kararlarla başlar. Resimlerin doğru boyutlandırılması ve sıkıştırılması, sunucu yanıt sürelerinin iyileştirilmesi, tarayıcının işini yavaşlatan JavaScript kodlarının azaltılması ve elementler için boyut rezervasyonu yapılması gibi teknik detaylar, tasarım sürecinin ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Web tasarım ajansınızla veya geliştiricinizle konuşurken “Güzel görünsün” demek yerine, “LCP, FID ve CLS hedeflerimiz ne olacak?” diye sormak, projenizin başarısı için yapacağınız en önemli yatırımdır. Unutmayın, Google artık sitenize sadece bakmıyor; onu bir kullanıcı gibi ‘deneyimliyor’.

Mobil-First Endeksleme: Sadece Duyarlı Tasarım 2025 İçin Yeterli mi?

“Mobil uyumluluk” artık yeni bir haber değil. Ancak birçok işletme, ‘duyarlı tasarım’ (responsive design) ile konuyu kapattığını düşünüyor. Bu, 2025 gerçekliği için tehlikeli bir yanılgıdır. Google, artık web’i ‘Mobil-First’ yani ‘Önce Mobil’ bir yaklaşımla değerlendiriyor. Bu şu anlama geliyor: Google, sitenizin sıralamasını belirlerken öncelikli olarak mobil versiyonunu tarar ve değerlendirir. Masaüstü versiyonunuz ne kadar harika olursa olsun, eğer mobil deneyiminiz kötüyse, sıralamanız da kötü olacaktır. Duyarlı tasarım, ekran boyutuna göre elementleri yeniden düzenler, ancak bu her zaman en iyi mobil deneyimi sunmaz.

Duyarlı Tasarımın Ötesinde Mobil Optimizasyon:

  • Gerçek Mobil Kullanılabilirlik: Parmakla kolayca tıklanabilecek kadar büyük butonlar ve linkler var mı? Formları doldurmak mobil cihazda kolay mı? Metinler göz yormayacak kadar okunaklı mı? Bunlar, duyarlı tasarımın tek başına çözemeyeceği, bilinçli tasarım kararları gerektiren kullanılabilirlik sorunlarıdır.
  • Mobil İçerik Stratejisi: Masaüstünde uzun ve detaylı bir paragraf harika çalışabilir, ancak mobil ekranda bu bir ‘metin duvarı’ gibi görünebilir. Mobil kullanıcılar için içeriği daha kısa paragraflara, listelere ve görsellere bölmek, okunabilirliği artırır. Bazen, masaüstünde gösterilen bazı ‘daha az önemli’ elementlerin mobilde tamamen gizlenmesi (display: none;) performansı ve odaklanmayı artırabilir.
  • Mobil Sayfa Hızı: Mobil kullanıcılar genellikle daha yavaş internet bağlantılarına sahiptir. Bu nedenle mobil sayfa hızı, masaüstünden bile daha kritiktir. Büyük resim dosyaları, gereksiz animasyonlar ve ağır kodlar, mobil deneyimi baltalayan en büyük düşmanlardır. Geliştirme sürecinde, her özelliğin mobil performansa etkisini sorgulamak zorunludur.

Pratik Kontrol Listesi: Mobil Deneyiminizi Test Edin

Sitenizin mobil versiyonunu bir kullanıcı gibi test edin:

  1. Menüde gezinmek kolay ve sezgisel mi?
  2. En önemli eylem çağrıları (CTA’lar) hemen görünüyor ve tıklanabilir mi?
  3. Telefon numaranıza tıklandığında arama özelliği aktif oluyor mu?
  4. Yazıları okumak için ekranı yakınlaştırmak gerekiyor mu?
  5. Sayfalar 3 saniyenin altında yükleniyor mu?

Eğer bu sorulardan herhangi birine cevabınız ‘hayır’ ise, ‘mobil uyumlu’ olsanız bile ‘mobil optimize’ değilsiniz demektir. 2025’te Google’da kazanmak, en küçük ekranlarda en büyük deneyimi sunmakla başlar.

Teknik SEO’nun Gizli Kahramanları: Temiz Kod, Schema ve Hız

Web sitenizin tasarımı, görünen yüzüdür. Ancak Google için kaputun altında olanlar, yani teknik altyapı, en az tasarım kadar önemlidir. Teknik SEO, arama motorlarının sitenizi daha verimli bir şekilde taramasına, anlamasına ve dizine eklemesine yardımcı olan tüm arka plan çalışmalarını kapsar. SEO uyumlu bir web sitesi tasarımı projesinde, bu teknik elementler en başından planlanmalıdır. Sonradan eklenmeye çalışılan teknik düzeltmeler, hem çok daha maliyetli hem de daha az etkilidir.

Temel Atarken Düşünülmesi Gereken Teknik Elementler:

  • Temiz ve Semantik HTML Kodu: Google botları sitenizi bir kullanıcı gibi ‘görmez’, kodunu ‘okur’. Başlıklarınız için <h1>, <h2> gibi doğru hiyerarşik etiketlerin kullanılması, paragraflar için <p> etiketinin tercih edilmesi gibi temel kurallar, Google’a içeriğinizin yapısı hakkında net sinyaller verir. Gereksiz kodlar (code bloat), sitenizi yavaşlatır ve taranmasını zorlaştırır.
  • Yapılandırılmış Veri (Schema Markup): Bu, Google’a içeriğinizin ‘ne hakkında’ olduğunu anlatan özel bir kod dilidir. Örneğin, bir iletişim sayfanıza ‘LocalBusiness’ schema ekleyerek Google’a adresinizi, telefon numaranızı ve çalışma saatlerinizi net bir şekilde bildirebilirsiniz. Bir blog yazısına ‘Article’ schema ekleyerek yazarını ve yayın tarihini belirtebilirsiniz. Bu, arama sonuçlarında ‘zengin snippet’ler’ (yıldızlı değerlendirmeler, SSS kutucukları vb.) olarak görünmenizi sağlayarak tıklama oranınızı (CTR) dramatik şekilde artırabilir. Schema.org, kullanabileceğiniz tüm türleri listeleyen resmi kaynaktır.
  • Görsel Optimizasyonu: Büyük ve sıkıştırılmamış görseller, sayfa yavaşlığının bir numaralı nedenidir. Tüm görseller, web için optimize edilmeli, doğru boyutlarda yüklenmeli ve ‘lazy loading’ (tembel yükleme) tekniği ile sadece kullanıcı ekranına geldiğinde yüklenmelidir. Ayrıca, her görselin ‘alt text’ (alternatif metin) etiketi, hem Google’a görselin neyle ilgili olduğunu anlatır hem de erişilebilirlik için kritiktir.
  • SSL Sertifikası (HTTPS): Bu artık bir standarttır. Google, güvenli olmayan (HTTP) siteleri işaretler ve bu durum hem kullanıcı güvenini hem de sıralamayı olumsuz etkiler. Projenizin en başından bir SSL sertifikası ile planlandığından emin olun.

Bu ‘gizli kahramanlar’, sitenizin başarısı için sessizce ama yorulmadan çalışır. Tasarım toplantılarınızda renk paletleri ve fontlar kadar, ‘Hangi schema türlerini kullanacağız?’ veya ‘Görsel optimizasyon stratejimiz ne olacak?’ gibi soruları da gündeme getirmek, projenizin teknik temelini sağlamlaştırır.

İçerik ve Tasarımın Mükemmel Dansı: SEO Stratejinizi Destekleyen Sayfa Düzenleri

Harika bir içeriğiniz olabilir. Göz alıcı bir tasarımınız da… Ancak bu ikisi birbiriyle uyum içinde çalışmıyorsa, potansiyellerinin çok altında performans gösterirler. SEO uyumlu tasarım, içeriğin tüketilmesini kolaylaştıran, okuyucuyu yönlendiren ve nihayetinde hedeflenen eylemi gerçekleştirmesini sağlayan bir düzen sanatı gibidir. Tasarım, içeriğin hizmetkarı olmalıdır, onun önüne geçmemelidir. 2025’te kullanıcı etkileşimi (sayfada kalma süresi, scroll derinliği vb.) her zamankinden daha önemli bir sıralama faktörü haline gelmişken, içeriği sunma biçiminiz, içeriğin kendisi kadar değerlidir.

İçerik Odaklı Tasarım Prensipleri:

  • Okunabilirlik Önceliğiniz Olsun: Yeterli kontrast (örneğin, açık gri zemin üzerine soluk gri yazı kullanmaktan kaçının), okunaklı bir font boyutu (genellikle 16px veya üstü) ve yeterli satır aralığı (line-height) temel kurallardır. Uzun metin bloklarını kısa paragraflara, alt başlıklara, listelere ve görsellere bölerek ‘nefes aldırın’.
  • Görsel Hiyerarşi Yaratın: Tasarım, okuyucunun gözünü en önemli elementlere yönlendirmelidir. Ana başlık en büyük ve en dikkat çekici olmalı, ardından alt başlıklar ve metin gelmelidir. Eylem çağrısı (CTA) butonları, renk ve konumlarıyla diğer elementlerden ayrışmalıdır. Bu hiyerarşi, kullanıcının sayfayı taramasını ve ana mesajı hızla almasını sağlar.
  • ‘Above the Fold’ Alanını Stratejik Kullanın: ‘Above the Fold’, bir kullanıcının sayfayı aşağı kaydırmadan gördüğü ilk ekran alanıdır. Bu değerli alanda, sayfanın ana değer önerisi ve en önemli mesajı net bir şekilde verilmelidir. Kullanıcı, sayfada ne bulacağını ilk 3 saniyede anlamalıdır.
  • İç Linklemeyi Destekleyen Tasarım: Tasarımınız, kullanıcıları sitenizdeki diğer ilgili içeriklere yönlendirmeyi kolaylaştırmalıdır. Örneğin, blog yazılarının yanına veya sonuna ‘İlgili Yazılar’ bölümü eklemek, hem kullanıcıyı sitede daha uzun süre tutar hem de iç linkleme stratejinizi güçlendirir.

Unutmayın, bir kullanıcı sayfanıza geldiğinde ona bir görev veriyorsunuz: içeriğinizi okumak ve anlamak. Tasarımınız bu görevi ne kadar kolaylaştırırsa, kullanıcının o kadar uzun süre kalması ve sitenizle etkileşime geçmesi o kadar olasıdır. Google bu pozitif etkileşim sinyallerini fark eder ve sitenizi daha değerli bularak ödüllendirir. En iyi sonuçlar için, içerik stratejistleri ve tasarımcılar proje boyunca birlikte çalışmalıdır.

Doğru Teknolojiyi Seçmek: CMS Platformlarının SEO Performansına Etkisi

Web sitenizin motoru, İçerik Yönetim Sistemi’dir (CMS). Seçtiğiniz CMS, SEO çabalarınızın ne kadar kolay veya zor olacağını temelden belirler. Bazı platformlar kutudan çıktığı gibi SEO dostu özellikler sunarken, diğerleri ciddi teknik modifikasyonlar gerektirebilir. Bir pazarlama yöneticisi veya girişimci olarak, her CMS’in kodlama detaylarını bilmek zorunda değilsiniz, ancak kararınızı verirken doğru soruları sormanız kritik öneme sahiptir.

Popüler CMS Platformlarının SEO Açısından Karşılaştırması:

Platform Artıları (SEO Açısından) Eksileri (SEO Açısından)
WordPress Yoast SEO, Rank Math gibi güçlü SEO eklentileri; tam kontrol ve esneklik; büyük geliştirici topluluğu; SEO dostu temaların bolluğu. Kötü yapılandırılmış temalar veya çok fazla eklenti performansı düşürebilir; güvenlik ve bakım sorumluluğu kullanıcıya aittir.
Webflow Son derece temiz kod çıktısı; görsel tasarım arayüzü ile esneklik; dahili SSL ve hızlı hosting; temel SEO ayarlarının kolay kontrolü. WordPress kadar geniş bir eklenti ekosistemi yoktur; daha karmaşık teknik SEO uygulamaları için sınırlı kalabilir.
Shopify E-ticaret için harika; sağlam ve hızlı altyapı; temel SEO özellikleri iyi yönetilir; app store’da birçok SEO uygulaması bulunur. URL yapısı üzerinde tam kontrol sağlamaz (örneğin /collections/ zorunluluğu); blog yetenekleri WordPress’e göre sınırlıdır.
Özel Geliştirme (Custom) İhtiyaçlara göre %100 özelleştirilebilir; gereksiz kod olmaz, bu da maksimum hız potansiyeli demektir. Yüksek başlangıç maliyeti; geliştiren ekibe bağımlılık; en küçük değişiklikler bile geliştirici müdahalesi gerektirebilir.

CMS Seçimi İçin Stratejik Kontrol Listesi:

Yeni bir platform seçerken veya mevcut olanı değerlendirirken şu soruları sorun:

  • Sayfa başlıklarını, meta açıklamalarını ve URL’leri kolayca düzenleyebiliyor muyum?
  • Platform, schema markup eklemeyi kolaylaştırıyor mu veya buna izin veriyor mu?
  • Görselleri kolayca optimize edebiliyor muyum (örneğin alt text ekleme)?
  • Platform, mobil uyumlu ve hızlı temalar sunuyor mu?
  • 301 yönlendirmelerini ve canonical etiketlerini yönetmek kolay mı?
  • Blog veya içerik ekleme yetenekleri, içerik stratejimi destekliyor mu?

Doğru CMS seçimi, gelecekteki SEO başarınız için bir kaldıraç görevi görür. Projenin başında bu kararı stratejik olarak vermek, ileride yaşanacak birçok baş ağrısını ve ek maliyeti önleyecektir.

Lansman Öncesi ve Sonrası SEO Kontrol Listesi: Başarınızı Garanti Altına Alın

Tebrikler, sitenizin temelini sağlam attınız, tasarım ve içeriği uyumlu hale getirdiniz. Şimdi son adıma, yani kusursuz bir lansman yapmaya ve sonrasında momentumu korumaya geldik. En iyi planlanmış siteler bile, lansman sırasında yapılan basit hatalar yüzünden Google’da görünmez olabilir. Bu kontrol listesi, hem lansman öncesi son kontrolleri yapmanıza hem de lansman sonrası doğru adımları atmanıza yardımcı olacaktır.

Lansman Öncesi Nihai Kontrol Listesi:

  • [ ] Taramaya Engel Yok: Sitenin geliştirme aşamasında genellikle arama motorlarına kapatıldığı robots.txt dosyasını veya ‘noindex’ etiketini kontrol edin. Lansmanda bu engelin kaldırıldığından emin olun. Bu, en sık yapılan ve en yıkıcı hatadır.
  • [ ] Google Analytics ve Search Console Kurulumu: İzleme kodlarının siteye doğru bir şekilde eklendiğinden ve Google Search Console’da site mülkünün doğrulanıp site haritasının gönderildiğinden emin olun.
  • [ ] Tüm Yönlendirmeler Hazır: Eğer eski bir siteden geçiş yapıyorsanız, eski URL’lerin yeni URL’lere 301 yönlendirmesi ile doğru bir şekilde yönlendirildiğini iki kez kontrol edin.
  • [ ] Sayfa Hızı Testleri: Google PageSpeed Insights gibi araçlarla ana sayfalarınızı test edin ve Core Web Vitals metriklerinizin hedeflere uygun olduğundan emin olun.
  • [ ] Meta Veri Kontrolü: Tüm önemli sayfaların benzersiz ve optimize edilmiş başlık (title) ve meta açıklamalarına (meta description) sahip olduğunu kontrol edin.
  • [ ] Kırık Link Taraması: Sitenizde çalışan ama hiçbir yere gitmeyen (404 hatası veren) link olmadığını bir tarama aracıyla teyit edin.

Lansman Sonrası İlk Adımlar:

  • [ ] Dizine Eklenme Durumunu İzleyin: Google Search Console’dan ‘Kapsam’ raporunu takip ederek Google’ın sayfalarınızı ne kadar hızlı ve sorunsuz bir şekilde dizine eklediğini gözlemleyin.
  • [ ] Marka Adı Araması Yapın: Birkaç gün sonra Google’da kendi marka adınızı aratarak sitenizin doğru bir şekilde görünüp görünmediğini kontrol edin.
  • [ ] Performansı Gözlemleyin: İlk haftalarda Search Console üzerinden tıklama, gösterim ve anahtar kelime sıralamalarınızı yakından takip edin. Anormal bir durum olup olmadığını kontrol edin.
  • [ ] Düzenli İçerik Üretimine Başlayın: Siteniz artık canlı. SEO bir varış noktası değil, bir yolculuktur. Belirlediğiniz içerik stratejisine uygun olarak düzenli ve değerli içerikler üretmeye başlayın.

Bu rehberde özetlenen prensipler, bir web sitesi projesinin temelini oluşturur. SEO’yu en başından projenizin DNA’sına işleyerek, sadece bugün için bir web sitesi değil, gelecekte yıllarca size hizmet edecek, müşteri getirecek ve markanızı büyütecek dijital bir varlık inşa etmiş olursunuz. Sitenizin geleceğini şansa bırakmayın. Projenizin her adımında bu stratejik yaklaşımı benimseyerek, 2025’in rekabetçi dijital dünyasında hak ettiğiniz görünürlüğe kavuşun. Başarı, doğru atılmış temellerin üzerine inşa edilir. Daha fazla bilgi veya projeniz hakkında konuşmak için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.

Sadece Bir Ekip Değil, Büyüme Ortağınız

İster sıfırdan bir proje hedefleyin, ister mevcut dijital varlıklarınızın performansını katlamak isteyin. Gelin, işinizi ve hedeflerinizi anlayalım; size özel stratejiyi ve net adımları birlikte belirleyelim.

Leadout, işletmeniz için sadece dijital vitrinler değil, size sürekli müşteri kazandıran, kârlı büyüme sistemleri tasarlar ve yönetir.

Sizi Arayalım

© 2025 Leadout Dijital Tüm Hakları Saklıdır.